T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ISPARTA / MERKEZ - Hafız İbrahim Demiralay İlkokulu

Değerler Eğitimi Hikaye Yarışması Sonuçlandı.

Değerler Eğitimi kapsamında Saygı Değeri hikaye Yarışmasında ikinci sınıflarda Elif Ece GÜL;üçüncü sınıflarda Melike YILDIRIM,dördüncü sınıflarda Sude ASKER birinci oldu. Öğrencilerimizi tebrik eder başarılarının devamını dileriz.




 

MERT VE ARABASI

Mert’in doğum gününde dedesi uzaktan kumandalı bir yarış arabası aldı. Mert bu güzel hediye için dedesine çok teşekkür etti. Mert bu yeni oyuncağını çok sevmişti. Okuldan eve gelince hemen arabasıyla oynamaya başlıyordu. Okulda ise hep aklına arabası geliyordu. Keşke arabam yanımda olsa biraz oynasam diye düşünüyordu.

Bir gün annesine “Anneciğim yarın arabamı okula götürebilir miyim?” dedi. Annesi: “Okula oyuncak götürülmez” dedi. Mert çok ısrar etti. Âmâ annesi izin vermedi. Ertesi gün sabah Mert annesinden gizli olarak oyuncağını çantasına koydu. Okula götürdü. Teneffüste arabasını arkadaşlarına gösterdi. Arkadaşlarının hepsi aynı anda Mert’in arabası ile oynamak istedi. Mert’ten izin almadan arabanın kumandasına saygısızca basmaya başladılar. Mert’in arabası hızla ileri, geri, sağa, sola gitti. Araba hızlı bir şekilde sıraya çarptı ve parçalandı. Mert bu duruma çok üzüldü. O anda sınıfa giren öğretmeni “Ne oldu Mert? Neden ağlıyorsun?” dedi. Mert olanları anlattı. Öğretmen Mert’e ‘Sınıfa oyuncak getirmemeliydin. Bu senin hatalı bir davranışın’ dedi. Daha sonra sınıf arkadaşlarına dönerek “Başkalarının eşyalarına zarar vererek saygısızca davrandınız. Lütfen Mert’ten özür dileyin” dedi. Arkadaşları yaptıkları hatadan çok üzüldüler ve özür dilediler.

Mert eve gelince annesinin sözünü dinlemediği için özür diledi.

                Ertesi gün okula gittiğinde onu bir sürpriz bekliyordu. Arkadaşları ona karşı yaptıkları saygısız davranış nedeniyle çok üzülmüşler ve Mert’e harçlıklarını birleştirerek yeni bir oyuncak araba almışlardı.

 

 Elif Ece GÜL

2/E     469

————————————————————————————————————————————————————————————

 

ELİF’İN ÖDEVİ

                Elif okuldan gelip biraz dinlendikten sonra öğretmeninin verdiği ödevleri yapmaya başladı. Türkçe dersi için yazması gereken hikâyeyi düşünmeye başladı. Elif önce hikâyenin konusunu buldu ve nasıl bir yöntem izleyeceğini düşündü. Elif hikâyeyi yazmaya başladı. Elif önce giriş sonra gelişme sonra sonuç bölümlerini yazarak hikâyesini tamamladı. Elif ödevlerini yapmanın sevinciyle ders eşyalarını çantasına koydu.

Sabah Elif hikâyesini okumanın heyecanıyla yataktan kalktı. Elif elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltısını yaptı ve okuluna gitti. Ders zili çalmıştı. Elif’in öğretmeni öğrencilerin yaptığı ödevleri kontrol etti.

Türkçe dersinde Elif söz alarak hikâyesini okumaya başladı. Elif hikâyesini okurken Emre ve Burak adlı iki arkadaşı onu dinlemiyorlardı. Elif bu duruma çok üzüldü ve hikâyesini okurken dikkati dağıldı. Elif büyük bir titizlikle ve çaba harcayarak ödevini yapmıştı. İki arkadaşının kendisine saygı göstermemesine çok üzüldü.  Elif’in öğretmeni Burak ve Emre’nin konuşmaması için onları uyardı. Öğretmeninin uyarısından sonra Emre ve Burak yaptıklarının yanlış olduğunu anladılar ve Elif’ten özür dilediler.

Emre ve Burak bu olaydan sonra arkadaşlarına saygı gösterdiler.

 

Melike YILDIRIM

3/C 437

—————————————————————————————————————————————————————————————

 

BUNDAN SONRA SAYGILI OL

Ahmet çok saygısız bir çocuktu. İstiklal Marşı’nda konuşur, öğretmenini dinlemezdi. Bir gün, Ahmet yine kavga etmiş, yaralı bir şekilde eve gelmişti. Annesi telaşlanmıştı. Babası gelince hastaneye gittiler. Doktor kolunun filmini çekti ve kolunda incinme olduğunu söyledi.

Birinci yazılılar başlamıştı. Ahmet ilk defa çuvallamıştı. Ailesi onu dershaneye göndermeye karar verdi. Dershanede hiç arkadaşı yoktu. Bu yüzden kendini derslere verdi. Matematik dersinde doğru cevap verirse geziye gideceklerdi. Âmâ soruya yanlış cevap verdi. Arkadaşları onunla dalga geçtiler ve bağırdılar. Ahmet’in ağızında sadece şu kelimeler çıktı. “Lütfen saygılı olun arkadaşlar.” Sınıfta korkunç bir sessizlik oldu.                                                                      

Öğretmen:

-Ahmet arkadaşınızı üzmeyin dedi.                                                                                                                               

 Ahmet eve geldiğinde annesine olanları anlattı.                                                                                                                                     

Annesi Ahmet’in çok üzüldüğünü anlamıştı. Bu yüzden Ahmet’i teselli etmeye çalıştı.

Annesi:

-Aferin oğlum sen doğru olanı yapıyorsun. Onlar hatalarını anladıklarında eminim senden özür dileyecekler.

Ahmet:

-Sağ ol anne sen olmasan ben ne yapardım, düşünmek bile istemiyorum dedi.

     Ahmet ödevleri olduğu için odasına çekildi. Ödevleri çok azdı. Ahmet ödevlerini bitirip, televizyon izledi. Ertesi gün, Ahmet’in tartıştığı çocuk gelip Ahmet’e laf attı. Ahmet içinden 10’a kadar sayıp sakinleşmek için oradan uzaklaştı. Ahmet’e sataşan çocuk çok şaşırmıştı. Çünkü Ahmet kendisi ile ilgili kötü bir şey söylenince sinirlenir tartışmaya başlardı.

   Ahmet en iyi arkadaşı olan Osman’a olanları anlattı ve doğru yapıp yapmadığını sordu.

Osman:

-Aferin arkadaşım. Zaten o çocuğun disiplin suçu kabarık. Sen saygılı davranmışsın.

Ahmet:

-Teşekkür ederim Osman. Ailemi eskiden hiç dinlemez geçiştirirdim. Âmâ şimdi anlıyorum, ailesini dinlemeyen çocuklar bana sataşan çocuk gibi saygısız ve yaramaz olurmuş. Bu yüzden artık bana ve yanımdakine birisi saygısızlık yaparsa onu yanlış yola sapmaktan kurtaracağıma eminim dedi.

            Yıllar geçtikten sonra Ahmet’in annesi bu olayları anlatırken Ahmet’e masal gibi geliyordu.

 

Sude ASKER

4/B 957

 

Hafız İbrahim Demiralay İlkokuluHafız İbrahim Demiralay İlkokuluHafız İbrahim Demiralay İlkokulu

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 01.12.2014 - Güncelleme: 10.12.2014 14:32 - Görüntülenme: 1181
  Beğen | 0  kişi beğendi